HRW - Irak/Ürdün/Türkiye: Savaştan Kaçan Suriyeliler Sınırda Durduruluyor

madde14 sitesinden
Jaakpaat (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 21.43, 15 Temmuz 2013 tarihli sürüm
(fark) ← Önceki hâli | En güncel hâli (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Şuraya atla: kullan, ara

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından 1 Temmuz 2013 tarihinde yapılan açıklamanın Türkçe tam metnini aşağıda bulabilirsiniz.





İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün yaptığı açıklamada Irak, Ürdün ve Türkiye'nın sınır muhafızlarının Suriye'den kaçmaya çalışan on binlerce kişiyi geri püskürttüğünü söyledi. Irak, Ürdün ve  Türkiye] çok sayıda sınır kapısını ya tamamen kapatarak ya da sadece sınırlı sayıda Suriyeli'nin geçmesine izin vererek on binlerce kişinin Suriye'nin savaştan harap olmuş sınır bölgelerinde, tehlikeli koşullar altında kalmasına sebep oluyor. Sadece Lübnan hala savaştan kaçan Suriyelilere kapılarını açık tutma politikasını devam ettiriyor.


Türkiye sınırı yakınında bulunan ve Türkiye'nin sınırdan geçmelerine izin vermediği için Ağustos 2012'den bu yana binlerce kişinin mahsur kaldığı sınırın Suriye tarafındaki Bab al-Salam kampının 25 Haziran 2013 tarihli hava saldırısında isabet aldığı bildirildi. 26 Haziran'da kampı ziyaret eden bir aktivist İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne saldırıda yedi kişinin ve kamp sakinlerinin yaralandığını söyledi. Bu yedi kişinin tedavi için Türkiye'ye girmesine izin verildiğini ama Bab al-Salam kampında yaşayan Suriyelilerin protestolarına rağmen Türkiye makamlarının sınırı kapalı tutmaya devam ettiğini belirtti.


İnsan Hakları İzleme Örgütü uzman mülteci araştırmacısı Gerry Simpson “Suriye'nin komşularının, çaresiz durumdaki insanları hayatlarının tehlikede olduğu yerlere doğru geri itmemeleri gerektiğini” söyleyerek “Uluslararası bağışçılar cömertçe destek vererek, insani yardım örgütleri de yaklaşık iki milyon mülteciye yardım ederek Suriye'nin komşularına destek olmalıdır” dedi.


İnsan Hakları İzleme Örgütü Suriye’nin komşularıyla sınırlarındaki mültecilerin durumuyla ilgili aşağıdaki konuları belgeledi:


  • Ürdün sınırlarını kapattığını inkar etmesine rağmen, Ürdün'e yeni gelmiş Suriyeli mülteciler, Mayıs ayında Ürdün sınır muhafızlarının kendileri ve başkalarının ülkeye girişlerini günlerce veya haftalarca engellediğini söyledi. 2011 sonlarından bu yana Ürdün Filistinlilerin, Iraklıların, askerlik çağındaki bekar erkeklerin ve üstünde herhangi bir kimlik belgesi bulunmayanların ülkeye girişineizin vermiyor.
  • Irak'ın yarı özerk Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) yetkili makamları Suriye sınırlarını Mayıs ayında kapattıklarını ve Haziran ortasından bu yana da yalnızca acil insani yardıma ihtiyacı olan Suriyelilerin sınırı geçmesine izin verdiğini kabul etti.
  • Merkezi Irak hükümet yetkilileri “acil insani vakalar” ve aile birleşimi durumunda geçişe izin vermeye devam edeceklerini bildirdi. Ancak Irak, Agustos 2012'den bu yana ülkeye girmelerine izin verdikleri Suriyeli sayısını ciddi oranda kısıtladı ve Mart sonunda yeni girişler fiilen sona erdi.
  • Türkiye, binlerce kişinin Bab al-Salam, Atma ve Suriye sınırındaki diğer geçiş noktalarından girişlerini engelliyor. Yalnızca ara ara Bab al-Salam kampından ve sınırın Suriye tarafında yer alan kamplardan küçük grupların sınırı geçmesine izin veriyor. Binlercesi ise haftalar veya aylarca Suriye'de tarafında kalmak üzere engelleniyor.


Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre Haziran ortası itibariyle Ürdün'de BMMYK'ye kayıt olmuş ya da kayıt süreci devam eden 480,000 Suriyeli bulunuyorken, bu sayı Türkiye'de 387,000, Irak'ta ise 158,000 civarındaydı. Lübnan'daki BMMYK'ye kayıtlı Suriyeli mülteci sayısı 550,000'i geçiyor. Bu rakam Lübnan nüfusunun yaklaşık yüzde onunu oluşturuyor. Lübnan hükümeti ülkede yaşayan Suriyeli sayısının bir milyonu aştığını tahmin ediyor.


1951 Mülteci Sözleşmesi, uluslarararası mülteci hukukunun genel uygulaması ve uluslararası insan hakları hukukuna göre bütün ülkeler non-refoulement (geri göndermeme) ilkesine saygı göstermelidir. Ülkelerin, kişileri hayatının veya özgürlüğünün tehlikede olacağı veya işkence veya diğer zalimane, insanlıkdışı ya da onur kırıcı muamele ya da ceza riskiyle karşı karşıya kalacağı bir ülkeye geri göndermesi yasaktır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi “herkesin zulümden kaçmak için başka ülkelere iltica etmek ve bundan faydalanmak hakkına sahip olduğunu” savunur.


Uluslararası bağışçılar Suriye'nin komşularını, kapılarını sığınmacılara açık tutmaları için teşvik etmelidir. İnsan Hakları İzleme Örgütü, bağışçıların ayrıca mülteci kriziyle ilgili çalışan insani yardım örgütlerine finansal yardımda bulunması ve Türkiye, Irak, Ürdün ve Lübnanhükümetlerine de operasyonel destek vermesi gerektiğini ifade etti.


“Irak, Ürdün ve Türkiye'nin ülkelerindeki katliamdan kaçamayan on binlerce Suriyeli için Suriye'yi bir açık hava hapishanesine dönüştürme riskini taşıdığını” belirten Simpson “Ne bu ülkelerin artan mülteci sayısının yarattığı baskı, ne de Suriye'nin içine yardım ulaştırmak, insanların temel hakları olan zulümden ve diğer ihlallerden kaçarak iltica hakkının ihlal edilmesini meşru kılabilir” dedi.


Sınırların kapatılması ile ilgili daha detaylı bilgi ve Ürdün sınırında engellenen Suriyeli mültecilerle yapılan görüşmelerden alıntılar için lütfen aşağıya bakın.


Irak Sınırındaki Engellemeler

25 Haziran itibariyle, BMMYK Irak'ta çoğu Suriye Kürdü olan 159,140 kişiyi kayıt altına aldı. Bunların yaklaşık 5,500'ü al-Kaim kampında diğerleri ise, yaklaşık 60 bini Domiz kampında, ve yaklaşık 100 bini de Suriye sınırına 60 km. uzaklıktaki Duhok kentinde olmak üzere, Irak Kürdistanı'nda yaşıyor:

Irak yetkilileri bu sayıda Suriyeliyi ülkeye almasına rağmen binlercesini ve belki de on binlercesini sınırda engelledi.


Ağustos 2012 – El Kaim Sınır Geçişinin Kapatılması

2012 yılı Ağustos ortalarında Bağdat'taki üst düzey yetkililer yerel makamlara ve Yer Değiştirme ve Göç Bakanlığı'na Irak'ın Anbar bölgesindeki el-Kaim kasabasıyla, Suriye'nin Abu Kamal kasabası yakınındaki el Kaim sınır geçiş noktasını kapatmaları emrini verdi. Yerel makamlar İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne sınırı kapatmakistememelerine rağmen Bağdat'tan gelen emirlere uymak zorunda olduklarını söyledi.

Ağustos ayı sonlarında Irak Yer Değiştirme ve Göç bakan vekili Salam al-Khafaji İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne yetkililerin hiç kimsenin geçmesine izin vermemelerine karşın, yakınlardaki el-Kaim mülteci kampını genişlettiklerini söyledi. Öte yandan başka üst düzey yetkililer ise sınırın güvenlik sebebiyle kapatıldığını söylerken, el-Kaide eylemcilerinin Irak'a girmek için bu geçisi kullanabileceklerini ima etti.

Yetkililer geçiş noktasını 18 Eylül'de yeniden açtılar ama güvenlik kaygıları olduğunu ifade ederek askerlik yaşındaki bekar erkeklerin geçmesine izin vermedikleri gibi, sınırlı sayıda mültecinin geçmesine izin verdiler.


Eylül sonlarında sınırın Suriye tarafında mahsur kalmış Suriyeliler İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne, kendileri ve daha binlercesinin Ağustos ortalarından bu yana Irak'a geçmelerine izin verilmediğini söyledi. Ekim ayı sonunda yerel bir yardım kuruluşundan görevlilerin İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne anlattığına göre 24 Eylül – 10 Ekim tarihleri arasında Irak makamları günde yalnızca 125 kişinin geçişine izin veriyordu. İnsan Hakları İzleme Örgütü 15 Ekim'de Irak makamlarına sınırı yeniden açmaları çağrısı yaptı.


13 Haziran'da Irak İçişleri Bakanlığı sözcüsü Saad Maan İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne İçişleri Bakanlığı'nın, merkezi Irak hükümetinin sınır geçişlerini kontrol ettiğini ve el-Kaim kapısının Ekim ayından bu yana tüm mültecilere kapatıldığını söyledi. Yine aynı gün İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün görüştüğü el-Kaim Belediye Başkanı, el-Kaim'in “insani sebeplerle” kapatıldığını belirtti ancak detayları belirtmedi.


18 Haziran günü al-Khafaji, el-Kaim sınırının kapalı olduğunu kabul ederek, İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne ancak sınırın “tamamen kapatılmadığını” ve Ekim ayından bu yana tam rakam bilinmemekle birlikte “acil insani sorunları” olan  sınırlı sayıda Suriyeli'nin geçişine izin verildiğini ifade etti.


BMMYK ve yerel yardım kuruluşlarına göre Ekim ile Mart 2013 sonu arasındaki sürede yetkili makamlar çok az sayıda Suriyelinin el-Kaim sınırını geçmesine, çoğunlukla da aile birleşme sebebiyle, izin verdiğini belirtti.


4 Haziran'da BMMYK yetkililerin el-Kaim'i Mart sonunda tamamen kapatmaları yüzünden “Suriyelilerin [Irak'ın] Anbar Eyaleti'ne sığınmalarının engellemesi” sonucunda “birçok kayıtlı Suriyelinin emek pazarına erişimlerinin olmamasının yanı sıra, artık aile bireylerini de Irak'a getiremeyecekleri için geri döndüklerini” söyledi.


İnsan Hakları İzleme Örgütü Irak hükümetinin el-Kaim sınır geçişini derhal yeniden açması ve BMMYK'nin sınırı geçen Suriyelilerin kaydetmesine izin vermesi gerektiğini söyledi.


Mayıs 2013 – Gayriresmi Peşkapor Sınır Geçişinin Kapatılması

BMMYK, Ekim ayından bu yana Irak'a girmeye çalışan Suriyeli mültecilerin çoğunun sadece Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (KBY) idaresindeki gayrıresmi Peşkapor sınır geçişini kullanarak Irak Kürdistanı'na girmelerine izin verildiğini söyledi.  Bu geçiş Duhok şehrine 20 km, Domiz mülteci kampına ise 60 km uzaklıkta.


BMMYK'ya göre, 19 Mayıs'ta KBY makamları bu sınırı tamamen kapattı. Haziran ayı ortalarında BM Çocuk Fonu (UNICEF) “Kuzey Irak'taki sınır geçişinin aile birleşimi dışındaki herkese... kapatılması”nın “ciddi bir endişeye sebep olduğunu” bildirdi.


İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Haziran'da görüştüğü bazı yerel görevliler ve Suriyeli mültecilerle çalışan yardım kuruluşu personeli sınırın kapatıldığını doğruladı ve bununla ilgili farklı sebepler öne sürdü.


KBY Bakanlar Kurulu'ndan bir görevli, sınırın kapatılmasıyla ilgili herhangi resmi bir açıklamadan haberi olmadığını, ama KBY'nin bölgeye kaçan Suriyeli Kürtlerin tamamının mülteci olmadığını düşündüğünü çünkü Suriye'nin Kürt bölgesindeki durumun “o kadar da kötü olmadığını” söyledi. Ayrıca KBY'nin yaşam koşullarının “korkunç” olduğu Domiz kampı için Bağdat'tan ve uluslarararası topluluktan hiçbir yardım gelmemesinden dolayı sıkıntı olduğunu ifade etti.


Bir BMMYK personeli de yetkililerin BMMYK'ye “teknik sebeplerden ötürü ikinci bir emre kadar” sınırı kapattıklarını söylediklerini belirtti.


Yerel bir yardım kuruluşu çalışanı İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne, KBY ve Irak merkezi hükümetinin aşırı kalabalık Domiz kampındaki koşulların kötü olması sebebiyle sınırı geçici olarak kapatmaya karar verdiklerini anlattı. 2 Nisan'da BMMYK kampta 35,000 kişinin barındığını ve kampın “ciddi anlamda aşırı kalabalık” olduğunu bildirdi. Kamp sakinleri ve yerel yardım ekiplerine göre Haziran sonunda kampın nüfusu 60,000 civarındaydı.


Suriye muhalefetinin yetkilileriyle bağlantısı olan biri, KBY makamlarının Suriye yetkilileriyle sınır geçişlerinden elde edilen gelirin paylaşımıyla ilgili yeni planları tartıştıkları sırada sınırı kapattıklarını söyledi.


Başka kaynaklar da, Suriye'deki Demokratik Birlik Partisi'nin (DBP) Mayıs ortalarında Suriye Kürdistan Demokratik Partisi'nin (KDP) 75 üyesini gözaltına aldığı iddialarının ardından KBY Başkanı Mesut Barzani'nin sınırın kapatılması emrini şahsen verdiğini söyledi.


18 Haziran'da bir yerel yardım kuruluşu çalışanı İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne yetkililerin bir gün önce sınırı “acil insani sorunu olanların” geçiş yapmasına izin vermek üzere açtıklarını ve KBY İçişleri Bakanlığı'nın sınırın Haziran sonunda tekrar açılacağını duyurduğunu söyledi.


Haziran sonunda, bir BMMYK görevlisi İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne KBY makamlarının 29 Mayıs'ta Irak'tan ayrılıp evlerine dönmek isteyen Suriyelilerin gitmesi için sınırı kısmen açtıklarını ve yetkililerin çok kısıtlı sayıda insanın “tıbbi [ve] aile birleşimi [gibi nedenler] ya da üçüncü bir ülke vatandaşı olmak gibi olağanüstü insani sebeplerle” ülkeye girişine, geçici olarak izin verdiğini söyledi.


İnsan Hakları İzleme Örgütü BMMYK'nin KYB yetkililerinin Haziran'da sınırı sadece Suriyelilerin Suriye'ye dönmesi için açtığına dair açıklamalarından duyduğu endişeyi  dile getirdi.


Haziran ortalarında yardım çalışanları İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne KBY yetkililerinin Duhok kasabası yakınlarında yeni bir mülteci kampı kurma taahhüdünde bulunduklarını ve yetkili makamların Haziran sonunda sınır kapısını tekrar açacağını söyledi.


KBY makamları İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün sınırın kapatılmasıyla ilgili resmi bir açıklama talebine yanıt vermedi.


İnsan Hakları İzleme Örgütü bölgedeki yardım kuruluşu çalışanlarının Haziran ortasından bu yana yüzlerce kişinin Peşkapor geçiş noktasının hemen karşısında mahsur kaldıkları ve şiddet, hastalık ve gıda yokluğuyla karşı karşıya kalma riski olduğu haberlerinden endişe duyduğunu belirtti.


Irak ve KBY hükümetleri el-Kaim ve Peşkapor sınır kapılarını derhal yeniden açmalı ve BMMYK'nın geçiş yapan Suriyelileri kayıt altına almasına izin vermelidir. KBY yetkilileri ayrıca Domiz mülteci kampındaki aşırı kalabalığı azaltmak için Duhok yakınlarında yeni bir mülteci kampı kurma sözlerini yerine getirmelidir.


Ürdün Sınırındaki Engellemeler

Haziran ayı itibariyle BMMYK Ürdün'de 480,000'den fazla Suriyeli mülteciyi kayıt altına aldı veya kayıt süreci devam ediyordu. Ancak Ürdünlü yetkililer Suriye'deki çatışmalardan kaçan binlerce ve muhtemelen on binlerce Filistinli ve Iraklı mültecinin, bekar erkeğin ve belgesiz kişinin sınırı geçip Ürdün'e girmesini engelliyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Ürdün'ün sınırdan geçişleri engellemesi ve Suriye'den kaçmaya çalışan Filistinli mültecileri zorla geri göndermesiyle ilgili ilk kez Temmuz 2012'de bir raporlamay apmıştı. Örgüt ayrıca Mart 2013'te, Ürdün'ün 2011 sonlarından itibaren Filistinli ve Iraklı mültecilerin, bekar erkeklerin ve belgesiz kişilerin sığınmak için Suriye sınırından giriş yapmalarını engellediğini debelgelemişti.


İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün görüştüğü yerel ve uluslararası yardım kuruluşları ve mültecilerin ifadelerine göre,  Ürdün yetkilileri Mayıs 2013 sonlarından bu yana geçici olarak binlerce Suriyelinin Ürdün'e sığınmalarını engelledi.


Ürdün Kraliyet Mahkemesi görevlileri 27 Mayıs'ta İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne, sınır görevlilerinin ne sınırı kapattıklarını ne de ülkeye girmesine izin verilen mülteci sayısını sınırlandırdığını söyledi. Sınır bölgesindeki şiddetli çatışmalar ve Suriye silahlı kuvvetlerinin kaçmakta olan mültecilere yönelik hedefli saldırıları yüzünden, mültecilerin sınıra ulaşmalarının mümkün olmadığını belirtti.


Ancak, Mayıs ayının ikinci yarısında büyük zorluklarla Ürdün'e girdikten sonra  İnsan Hakları İzleme Örgütü'yle görüşen mülteciler, Ürdün'e giriş yapan mülteci sayısındaki azalmadan Ürdün sınır görevlilerinin de sorumlu olduğunu söyledi. Bazıları görevlilerin kendilerine sınırın geçici olarak kapalı olduğunu, bazıları da Ürdün'e giriş yapacak mülteci sayısının günde 150 kişiyle sınırlandırıldığını söylediklerini anlattı.


İnsan Hakları İzleme Örgütü Ürdün'e sığınmaya çalışan mültecileri engelleme veya sayılarını kısıtlamaya yönelik her tür girişimin onları ciddi tehlikeye attığını söyledi. Kral Abdullah Mart ayında kendisine yöneltilen bir soruya, Ürdün'ün Suriyeli mültecilere sınırlarını kapatmayacağını söylerken bu tehlikeyi kabul etti: “Kadınları, çocukları nasıl geri çevirebilirsin? Bunu yapamayız. Bu hiç de Ürdün'ün tarzı değil.”


Mayıs ayı ortalarında Ürdün'e gelen Suriyeli mülteci sayısında keskin bir düşüş görüldü.Mart-Mayıs ayları arasında BMMYK, Za'tari kampında her gün 1,000 ila 2,000 arasında kişiyi kaydediyordu. 11–16 Mayıs arasında – Ürdün sınırını geçen Suriyeli mültecilerin Za'tari mülteci kampında BMMYK tarafından resmi kayıt altına alınmalarından önce ön kaydını yapan - Uluslararası Göç Örgütü (IOM) günde ortalama 1,553 kişinin kaydını yaptı.


17 Mayıs günü IOM sadece 369 kişiyi kayıt etti ve 18 Mayıs'ta bu sayı 107'ye düştü. 19–23 Mayıs arasında kayıt edilen kişi sayısı sadece 23'tü ve 24–27 Mayıs arasında da günlük ortalama 133'tü. Mayıs sonunda sayılarda bir artış görüldü ama sonraki haftalarda ciddi oranda farklılıklar gösterdi: 28 Mayıs'ta 1,328; 28 Mayıs – 4 Haziran arasında büyük farklılıklar göstererek en yüksek 982 ve en düşük 48 kişi; 5 – 15 Haziran arasında günde 430 kişi.


Her ne kadar Ürdünlü görevliler sınırın kapandığını inkar etseler ve rakamlardaki bu oynamayı sınırdaki çatışmalara bağlasalar da, Mayıs ayında nihayet sınırı geçmeyi başaran sekiz mülteci İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne Ürdün yetkililerinin kendilerinin ve daha birçoklarının sınırı geçmesini engellemeye çalıştıklarını söyledi. Görevlilerin kendilerine sınırın tüm mültecilere geçici olarak kapalı olduğunu veya günde yalnızca 50 ila 150 kişinin geçmesine izin verildiğini söylediklerini anlattılar.


Suriye'nin Humus şehrinden Mayıs ayı ortalarında kocası ve üç çocuğuyla Jaber sınır kapısından Ürdün’e geçen 27 yaşındaki Amna, İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne Ürdün sınır memurlarının önce pasaportlarına damga vurduklarını ama sonra sınırı geçemeden damgaları iptal ettiklerini söyledi. Memurlar ancak sekiz gün sonra giriş yapmalarına izin vermiş:


İlk başta pasaportlarımızla resmi sınırdan geçtik... [Pasaportlarımıza] damga vurdurup geçmek için Ürdün tarafına gittik. Önce damgayı bastılar ama sonra damgayı iptal ettiler ve biz de Suriye'ye geri dönmek zorunda kaldık. Bize “gidin buradan, Suriye'ye geri dönün” diye bağırıp çağırdılar...

Bizi Jaber sınır kapısının Suriye girişinde bıraktılar. Yere oturduk. Orada sekiz gün kaldık. Çok insan vardı; belki 50 – 60 aile kadar. Bize neden orada kalmamız gerektiğini söylemediler. [Ürdün] güvenliği bize size kefil olacak birini getirebilirseniz, eğer birini tanıyorsanız, o zaman [içeri] geçebilirsiniz dediler... Sınırlarına çok yaklaşmamıza izin vermiyorlardı. Bize “Neden burada sokakta duruyorsunuz? Neden ülkenize geri gitmiyorsunuz” diye bağırıyorlardı. Onlara evlerimizin yıkıldığını ve geri gidemeyeceğimizi söyledik.


Başka sığınmacılar da Ürdün sınır memurlarının veya Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) savaşçılarının onlara Ürdün'ün sadece belli sayıda Suriyelinin geçişine izin verdiğini söyledi.


59 yaşındaki annesiyle birlikte 27 Mayıs günü Suriye'nin Daraa Eyaleti'nden Ürdün'e geçen 20 yaşındaki Mohammed’in anlatımına göre, ÖSO görevlileri Tel Şebab civarındaki sınır kapısına yaklaşan Suriyelilere, Ürdün yetkililerinin kendilerine günde sadece 50 Suriyelinin geçmesine izin verileceğini söylediklerini anlatıyordu. Diğerleriyle birlikte sınıra yaklaştıklarında Ürdün sınır muhafızlarının geçmelerini engellediklerini ve “Bir seferde sadece 50 kişi geçebilir” dediklerini söyledi.


17 yaşındaki Walid, Ürdünlü yetkililerin ailesiyle birlikte 29 Mayıs'ta geçmelerine izin verinceye dek sekiz gün Tel Şebab kapısı yakınında beklediğini söyledi:


[Ürdün sınır yetkililerinin] keyfine göre 50 kişinin geçmesine izin verebiliyorlardı. Sonra “Bu kadar yeter”diyorlardı... İlk 50 kişi geçtikten sonra sınırı kapatırlardı ve başka hiç kimse geçemezdi.

Şam'ın güneyindeki küçük bir köyden olan üç çocuk annesi 31 yaşındaki Fatima sınırı geçmeden önce üç gün bekledi:


''İlk gün bize sınırın kapalı olduğu söylendi. İsyancılar Ürdün tarafına telefon etti. Bize “Bugün için bu kadar – bize 60 kişi dediler. Yarını beklemek zorundasınız” dediler. “Belli sayıda kişiyi alabiliyoruz çünkü [Ürdünlüler] bize kota verdi”. Bazıları iki üç haftadır sınırı geçmek için bekliyordu. Onları telefonda [Ürdünlülerle] konuşurlarken gördük... Sınıra vardığımızda yüzyüze konuştuklarını gördük ama biz kadınlar uzakta olduğumuz için ne konuştuklarını duymadık. İlk gün dışarı çıkmadık. İkinci gün [ÖSO] bize gidemeyeceğimizi söyledi – öncelikle engelli ve hastaları aldırmaya çalışıyorlardı.''


Türkiye Sınırındaki Engellemeler

Ekim 2012'de İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye'nin binlerce Suriyeliyi Ağustos ayından bu yana Bab al-Salam, Atma ve diğer Suriye sınır geçişlerinde engellediğini açıklamıştı.


Aynı ay, Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne Türkiye sınırı yakınlarında çok sayıda Suriyelinin olduğunun farkında olduğunu, ama yetkililerin ülkeye girişlerine izin verip vermediklerinden haberi olmadığını ifade etti. Türkiye'den sınırın diğer yanında insani yardıma ihtiyacı olan ama Türkiye hükümetinin tehlike altında olduklarını düşünmedikleri Suriyelilere yardım götüren gruplara hükümetin yardımcı olduğunu söyledi.


Haziran 2013'te Suriyeli mültecilerle çalışan insani yardım ekipleri ve Suriyeli aktivistler İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne bazı resmi sınır kapılarındaki Türk sınır muhafızlarının binlerce Suriyelinin ülkeye girişini engellediğini, yalnızca acil tıbbi bakım ihtiyacı olanlara izin verildiğini söyledi.


Suriyeli bir aktivist Türkiye makamlarının Atma sınır kapısında geçen iki hafta boyunca sınırın Türkiye tarafındaki civarda bulunan mülteci kamplarının dolu olduğunu söyleyerek 150 – 200 ailenin geçişine izin vermediklerini anlattı. Aktivist, bu ailelerin diğer sığınmak isteyenler gibi, sınırın Suriye tarafındaki Yerinden Edilmiş Kişiler için yapılmış derme çatma kamplarda kalmak korunda kaldığını söyledi.


İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün görüştüğü bu aktivist ayrıca Suriye hükümetinin 25 Haziran'da, sığınmak için bekleyen mültecilerin kaldığı Bab al-Salam kampına düzenlediği hava saldırılarında yedi kişinin yaralandığını ve kamp sakinlerinin de çok korktuğunu söyledi. Yedi yaralının tedavi için Türkiye'ye geçmesine izin verildi ama yakındaki sınır kapısı kapalı kalmaya devam etti. Saldırıdan sonra kamp sakinleri Türkiye hükümetinin sınırı güven içinde geçmelerine izin vermemelerini protesto etti.


Bir diğer Suriyeli aktivist de Haziran ortası itibariyle Bab al-Salam sınır geçişinin artık Suriyeli mültecilere kapatılmasıyla birlikte, ailelerin Suriye tarafında mahsur ve saldırılara açık durumda kaldığını doğruladı. Bazılarının gizlice Türkiye'ye geçiş yaptığını ve Kilis'teki bir parkta yaptıkları derme çatma kampta yaşadıklarını söyledi.


İnsan Hakları İzleme Örgütü ne mülteci kamplarında yer olmamasının ne de sınır-ötesi insani yardımın sağlanmasının, savaştan kaçan Suriyelilerin Türkiye'ye geçişinin engellenmesine veya ertelenmesine gerekçe oluşturamayacağını söyledi. Aksine, Türkiye'nin ülkeye girmiş Suriyelilerin güvenlik kontrolleri yapılırken onlara derhal yardımcı olması ve  sonrasında serbest dolaşımlarına izin vermesi veya açık kamplarda barınmalarına olanak sağlaması gerekir.


Suriye Sınır Bölgelerindeki Sığınmak İçin Bekleyen Mültecilerle İlgili Güvenlik Riskleri

İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkan Beşar Esad'a bağlı kuvvetlerin, Suriye'nin sınır bölgelerine diğer bölgelerden daha az hava ve kara saldırısı yaptığını söyledi. Ancak Örgüt Irak, Ürdün ve Türkiye'ye girmelerine izin verilmeyen binlerce mültecinin daha önce hava ve kara saldırısı  yapılmış bölgelerde beklemekte olduğuna dikkat çekti.


Irak Kürdistan Bölgesi'nden bir yardım çalışanı İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne, Haziran ayında Suriye'nin kuzey doğusunda bulunan al-Rabea kasabası yakınına yapılan bombardıman ve diğer saldırıların artmasıyla bölgenin emniyetsiz hale geldiğini söyledi. Saldırıların Irak merkezi hükümeti ve KBY yetkililerinin Peşkapor geçişini kapatmasına sebep olduğunu belirtti.


Ürdüne geçmeye çalışan mülteciler son zamanlarda Suriye silahlı güçleriyle muhalif Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasındaki çatışmalar yüzünden tehlikeyle karşı karşıya kalıyor. Ürdün makamları İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne Mayıs ve Haziran 2013'te, Suriyeli askerlerin mültecilerin sınıra ulaşmasını engellemek için doğrudan üzerlerine ateş açtığını söyledi. İnsan Hakları İzleme Örgütü daha önce Suriyeli askerlerin Ürdün'e geçmeye çalışan Suriyelilere ateş açtığını açıklamıştı.


Haziran ayında İnsan Hakları İzleme Örgütü'yle konuşan mülteciler ve basında çıkan haberler Mayıs 2013 sonlarında sınır bölgelerinde şiddetli çatışmalar yaşandığını doğruluyor. Bu da mültecilerin bu bölgelerde sıkışıp kalma risklerini yükseltiyor.


Suriye’nin Türkiye sınırı yakınındaki Bab al-Salam ve Atma’daki yerinden edilmiş kişilerin barındığı büyük kamplar da Suriye hava kuvvetlerinin hava bombardımanının hedefi oldu. En son saldırı 25 Haziran günü Bab al-Salam'a, 26 Kasım günü ise Atma'ya gerçekleştirildi.


Raporlar.jpg
Raporlar

Konuya Göre: Türkiye · Suriye · Yunanistan · Avrupa · Ortadoğu · Afrika · Asya · LGBTQ+ · İklim Mültecileri
Yıllara Göre: 1989 · 1999 · 2000 · 2001 · 2002 · 2003 · 2004· 2005 · 2006 · 2007 · 2008 · 2009 · 2010 · 2011 · 2012 · 2013 · 2014 · 2015 · 2016 · 2017 · 2018 · 2019 · 2020 · 2021 · 2022 · 2023