"Vicdani ret" sayfasının sürümleri arasındaki fark

madde14 sitesinden
Şuraya atla: kullan, ara
 
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
'''Vicdanî ret (VR)''', bir bireyin politik görüşleri, ahlaki değerleri veya dinsel inançları doğrultusunda zorunlu askerliği reddetmesidir. Vicdani retçiler kendilerini antimilitarist ya da pasifist olarak tanımlayabilmektedirler.  
+
<br>
 +
'''Vicdani ret''', bireyin ahlaki, dini, felsefi veya vicdani inançları doğrultusunda zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmeyi reddetmesi durumunu ifade eder. Vicdani retçiler, askeri hizmetin inançlarıyla bağdaşmadığını savunarak, silah altına alınmayı kabul etmezler. Bu ret bireysel bir hak iddiası olup, temel özgürlükler kapsamında değerlendirilir.
  
En çok karşılaşılan ret sebepleri şunlardır:
+
Uluslararası insan hakları belgeleri kapsamında vicdani ret hakkı, düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün bir uzantısı olarak kabul edilmektedir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 18. maddesi ile Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 18. maddesi bu özgürlüğün hukuki dayanağını oluşturur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da vicdani ret, insan haklarının bir parçası olarak tanınmıştır.
  
*düşman olsa bile insan öldürmeyi ahlaki bulmamak,  
+
Vicdani ret hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 6 ve 13 No.lu Protokoller, Avrupa Konseyi kararları ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin 22 No.lu Genel Yorumu çerçevesinde değerlendirilir. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ise, vicdani ret nedeniyle zulüm riski taşıyan bireylerin mülteci statüsü kazanabileceğini belirtmektedir.
*hiyerarşik ve statüsel yapılandırmalarda yer almayı ahlâki bulmamak,  
 
*güncel sorunlardan dolayı o ülkenin silahlı birliğinde bulunmayı ideolojik ve dini inanca aykırı bulmak.<ref> Aydın, Muhammed Ali (2011). "Türkiye'de Vicdani Ret". İstisna 2.</ref>
 
  
Bu hakkın uygulanması ülkelere göre farklılık gösterebilmektedir. Bazı ülkeler zorunlu askerliğe alternatif olarak vicdani retçilere kamu hizmetinde bulunma olanağı sunarlar. Birey kamu hizmetini de redderse buna "total ret" denir.  
+
'''Göç ve sığınma hukuku açısından vicdani ret,''' uluslararası koruma başvurularında önemli bir gerekçe olabilir. Zorunlu askerliği vicdani nedenlerle reddettiği için ceza tehdidi, hapis, kötü muamele veya insan hakları ihlali riski taşıyan bireyler, geldikleri ülkelerde sivil alternatif hizmet bulunmaması ya da cezalandırma uygulamaları nedeniyle sığınma hakkına başvurabilirler.
  
Vicdani ret düşüncesi geniş anlamda ilk olarak 19. yüzyılda ortaya atılmış, 20. yüzyılın başlarında I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı sırasında taraftar bulmuştur. Vicdani ret hakkı, günümüzde [[BM İnsan Hakları Komisyonu]] ve Avrupa Parlamentosu tarafından temel insani hak olarak kabul edilmiştir.  
+
Bazı ülkelerde vicdani ret anayasal güvence altındayken, bazı ülkelerde ise bu hakkın tanınmaması sonucu bireyler cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle vicdani ret, yalnızca ahlaki bir tutum değil, aynı zamanda uluslararası hukukta korunma talebine dayanak oluşturabilecek bir insan hakkıdır.
  
Vicdanî reddin geçmişi ilk devletlerin kuruluşuna kadar eskiye uzansa da, resmileşmesi göre yirminci yüzyılın başlarına denk gelmektedir. Örneğin, İngiltere 18. yüzyılda Quaker inancına sahip olanları zorunlu askere alınmadan muaf tutmuş ve 1916'da da vicdanî reddi anayasasına dahil etmiştir. İngiltere'yi 1917'de Danimarka, 1920'de de İsveç izlemiştir. Ayrıca pek çok ülke 17 ve 18. yüzyıllardan itibaren askerliği zorunluluk değil, gönüllülük esasına dayalı uyguladığı için etkin olarak vicdani ret diye bir tanımlamaya gerek duymamıştır. Etkin olmasa da yasal olan bu durumun değişmesine I. Dünya Savaşı ile zorunlu askerlik uygulamasının yeniden getirilmeye çalışılması sebep olmuştur.
+
{{Temel_Terimler}}
 
 
<br>
 
==
 
Birleşmiş Milletler ==
 
 
 
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu, 1987 / 46 ilke kararında devletleri vicdani ret hakkını tanımaya davet etmiş ve devletlerin bu hakkı kullananları cezalandırmaktan kaçınmaları gerektiğini belirtmiştir. Bunu takip eden 1989 / 59 ilke kararında Komisyon bir adım daha atarak vicdani ret hakkının İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi m. 18’de ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (MSHİUS) m. 18’de tanınan inanç özgürlüğünün bir parçası olduğunu belirtmiştir; 1993 / 84, 1995 / 83 ve 1998 / 77 ilke kararlarında da önceki ilkeler tekrarlanmış ve genişletilmiştir. Bu ilke kararları doğrultusunda Komisyon, devletleri kanunlarını ve uygulamalarını gözden geçirmeye; vicdani retçiler için af ve hakların iadesi uygulamalarını yürürlüğe koymaya çağırmıştır<ref name="Ankara Barosu Dergisi">http://gazi.academia.edu/HandeSeherDemir/Papers/1277668/Vicdani_Ret_Hakki</ref>.
 
 
 
<br>
 
 
 
== Insan Hakları Evrensel Bildirisi ==
 
 
 
<br>
 
 
 
1948 yılında "vicdan" meselesi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından [[İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi|Insan Hakları Evrensel Bildirisi]]'nin 18. Maddesinde ele alınmıştır. Bu maddeye göre: "Düşünce, vicdan ve dini özgürlük herkesin hakkıdır; bu hak dini ve inançları değiştirme özgürlüğünü, ve tek başına ya da diğer insanlarla bir arada, halka açık ya da bireye özel olarak dini inançları açıkça uygulama ve aktarma haklarını kapsamaktadır. " Bu beyan 10 Aralık 1948'de Genel Kurul'da 48 kabul, 0 ret ve 8 çekimser oyla onaylanmıştır.
 
 
 
1974 yılında [[Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri asistanı Sean MacBride, Nobel konuşmasında şöyle demiştir: İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nde beyan edilen haklara bir tane daha eklenebilir. Bu da "Öldürmeyi Reddetme Hakkı"dır". <ref>MacBride, Seán (1974). "The Imperatives of Survival". Nobel Foundation.</ref>
 
 
 
== Avrupa Konseyi  ==
 
 
 
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, vicdani ret hakkını AİHS m. 9’da güvence altına alınan din ve vicdan özgürlüğünün zorunlu bir gereği olarak kabul etmiştir. Her ne kadar Parlamenterler Meclisi ve Bakanlar Komitesi’nin verdiği karar ve tavsiyeler hukuken bağlayıcı değilse de Sözleşme organları ve taraf devletlerin AİHS maddelerini yorumlarken bunları dikkate almaları gerekir. AKPM, vicdani ret hakkına ilk defa 1967 yılında 337 sayılı Kararında değinmiştir. Kararda, AİHS m. 9 ile Sözleşmeci devletlere inanç özgürlüğüne saygı duyma yükümlülüğü yüklendiği vurgulanmış ve kaynağını m. 9’dan alan vicdani ret hakkına ilişkin temel ilkeler, usul kuralları, sivil hizmete ilişkin kurallar belirlenmiştir. AKPM bu karara dayanarak 1967 yılında 478 sayılı Tavsiye Kararını almış; bu kararla ulusal mevzuatlarını, vicdani redde ilişkin bahsedilen temel ilkelere mümkün olduğunca uyumlu hale getirmeye üye devletleri davet etmesi için Bakanlar Komitesi’ne çağrıda bulunmuştur. AKPM, 1977 yılında aldığı 816 sayılı Tavsiye Kararında, 337 sayılı kararda ifade edilen vicdani reddin temel ilkelerini, usul kurallarını ve sivil hizmete ilişkin kuralları tekrar etmiştir. AKPM, 2001 yılında aldığı 1518 sayılı Tavsiye Kararlarında, o dönem Avrupa Konseyi’ne üye sadece beş devletin bu hakkı henüz tanımadığına; tanıyan devletlerde ise bu hakka farklı ölçülerde koruma sağladığına ve vicdani retçilere tanınan hakların son derece yetersiz olduğunu işaret edilmiştir. Kararda AİHS m. 9 ve m. 4 / 3’ü tadil eden ek bir protokolle vicdani ret hakkının AİHS’e dahil edilmesine yönelik Bakanlar Komitesi’ne tavsiyede bulunulmuştur<ref name="Ankara Barosu Dergisi">http://gazi.academia.edu/HandeSeherDemir/Papers/1277668/Vicdani_Ret_Hakki</ref>.
 
 
 
== Avrupa Birliği  ==
 
 
 
Avrupa Birliği, vicdani reddi açıkça inanç özgürlüğü kapsamında bir hak olarak tanımakta ve bu hak Avrupa Birliği üyesi devletlerin tamamında kabul edilmektedir. Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi’nin 10. maddesine göre: “ 1. Herkes, düşünce, din ve vicdan özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, din veya inancını değiştirme özgürlüğünü ve din veya inancını tek başına veya topluluk halinde, aleni veya gizli olarak ibadet etme, öğretme, uygulama ve gereklerine uyma şeklinde açığa vurma özgürlüğünü içerir. 2. Bu hakkın kullanılmasına ilişkin ulusal mevzuata uygun olarak dini nedenlerle askerlik görevini yapmayı reddetme hakkı tanınmaktadır. ” Avrupa Konseyi kurumları tarafından geliştirilen ilkeler Avrupa Parlamentosu’nun 7 Şubat 1983, 13 Ekim 1989, 11 Mart 1993 ve 19 Ocak 1994 tarihli tavsiye kararlarına yansımıştır. Avrupa Parlamentosu, vicdani reddin AİHS m. 9’da tanınan inanç özgürlüğünün bir parçası olduğunu belirtmiş ve üye devletleri vicdani ret hakkını bir temel hak olarak hukuk sistemlerine dahil etmeye çağırmıştır. Nitekim günümüzde Avrupa Birliği üyesi ülkelerin tamamı vicdani ret hakkını tanımaktadır <ref name="Ankara Barosu Dergisi"></ref>.
 
 
 
== Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi  ==
 
 
 
Sözleşme organları Temmuz 2011’e kadar vicdani reddi AİHS kapsamında değerlendirmemiştir. 07.07.2011 tarihli Bayatyan / Ermenistan kararı ile Sözleşme organları vicdani ret hakkına bakışını değiştirmiş ve bu hakkı AİHS m. 9’da düzenlenen inanç özgürlüğü kapsamında değerlendirmiştir. Bu bakımdan ilgili karar, vicdani ret hakkının korunmasında bir milat olarak kabul edilir. Bayatyan / Ermenistan kararına kadar olan süreçte Sözleşme organlarının görüşü, AİHS’de vicdani ret hakkını tanıyan bir maddenin olmadığı yönündedir. “Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı”nı düzenleyen AİHS m. 4’ün üçüncü paragrafında, “askeri nitelikte bir hizmet(in) ya da inançları gereğince askerlik görevini yapmaktan kaçınan kimselerin durumunu meşru sayan ülkelerde bu inanca sahip kimselere zorunlu askerlik yerine gördürülecek başka” türden bir hizmetin, “zorla çalıştırma veya zorunlu çalışma”dan sayılmayacağı düzenlenmekte ve vicdani redde dolaylı olarak değinilmektedir. Sözleşme organları, Bayatyan / Ermenistan kararına kadar olan dönemde m. 4 ve m. 9’un birlikte okunması gerektiği görüşündedir. Bu görüşe göre Sözleşme, prensip olarak vicdani retçiliği ne benimsemekte ne de reddetmektedir; sözleşmeci devletler vicdani ret hakkını tanıyıp tanımamakta, tanırlar ise bunun yerine alternatif bir sivil hizmet getirip getirmemekte serbesttir. Ancak Bayatyan / Ermenistan kararı ile AİHM içtihadını değiştirmiştir; bu kararla savaş karşıtı inançlara mensup kişilerin zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmekten kaçınması, AİHS m. 9 kapsamında koruma altına alınmıştır. Mahkeme öncelikle m. 9’un, m. 4 /3-b ile birlikte okunması gerektiği görüşünden ayrılmış, başvurunun sadece m. 9 kapsamında değerlendirilmesi gerektiği görüşünü benimsemiştir. Mahkeme’ye göre, askeri hizmet yükümlülüğüyle kişinin sahip olduğu inançlar arasındaki ciddi ve üstesinden gelinemez bir çelişkinin var olması halinde vicdani ret m. 9’un sağladığı güvenceden yararlanacaktır. Somut olayda başvurucu, inançları askeriyede silahsız olsa dahi görev yapmayı reddeden dini bir topluluk olan Yehova Şahitleri’nin bir üyesidir. Bu nedenle Mahkeme vicdani ret sebebinin, başvurucunun içtenlikle ve gerçekten sahip olduğu inançları olduğundan şüphe etmemekte; başvuruyu m. 9 kapsamında ele alarak vicdani ret hakkının tanınmamasının Sözleşme’ye aykırı olduğuna hükmetmektedir. Kararda Mahkeme, hem Avrupa Konseyi üye devletlerinin iç hukuk düzenlerinde hem de uluslararası alanda vicdani ret hakkına ilişkin önemli gelişmeler yaşandığına, Konsey üyesi devletlerin Türkiye hariç tamamında bu hakkın tanındığına dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, Sözleşme’nin günün koşulları ve demokratik devletlerde egemen fikirler ışığında yorumlanması gereken yaşayan bir araç olduğunu vurgulayan Mahkeme, değişen koşulların dikkate alınarak Sözleşmenin yorumunun evrimleşebileceğini belirtmektedir <ref name="Ankara Barosu Dergisi"></ref>.
 
 
 
<br>
 
 
 
----
 
 
 
<references />
 
 
 
 
 
<br>
 
 
 
----
 
 
 
'''Kaynak:'''[http://tr.wikipedia.org/wiki/Vicdan%C3%AE_ret Wikipedia Vicdani Ret maddesi]
 
 
 
<br>
 
 
 
<br>
 
 
 
<br>
 
  
 
<br>  
 
<br>  
  
 
[[Category:Temel_Terimler]]
 
[[Category:Temel_Terimler]]

15.26, 14 Haziran 2025 itibarı ile sayfanın şu anki hâli


Vicdani ret, bireyin ahlaki, dini, felsefi veya vicdani inançları doğrultusunda zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmeyi reddetmesi durumunu ifade eder. Vicdani retçiler, askeri hizmetin inançlarıyla bağdaşmadığını savunarak, silah altına alınmayı kabul etmezler. Bu ret bireysel bir hak iddiası olup, temel özgürlükler kapsamında değerlendirilir.

Uluslararası insan hakları belgeleri kapsamında vicdani ret hakkı, düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün bir uzantısı olarak kabul edilmektedir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 18. maddesi ile Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 18. maddesi bu özgürlüğün hukuki dayanağını oluşturur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da vicdani ret, insan haklarının bir parçası olarak tanınmıştır.

Vicdani ret hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 6 ve 13 No.lu Protokoller, Avrupa Konseyi kararları ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin 22 No.lu Genel Yorumu çerçevesinde değerlendirilir. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ise, vicdani ret nedeniyle zulüm riski taşıyan bireylerin mülteci statüsü kazanabileceğini belirtmektedir.

Göç ve sığınma hukuku açısından vicdani ret, uluslararası koruma başvurularında önemli bir gerekçe olabilir. Zorunlu askerliği vicdani nedenlerle reddettiği için ceza tehdidi, hapis, kötü muamele veya insan hakları ihlali riski taşıyan bireyler, geldikleri ülkelerde sivil alternatif hizmet bulunmaması ya da cezalandırma uygulamaları nedeniyle sığınma hakkına başvurabilirler.

Bazı ülkelerde vicdani ret anayasal güvence altındayken, bazı ülkelerde ise bu hakkın tanınmaması sonucu bireyler cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle vicdani ret, yalnızca ahlaki bir tutum değil, aynı zamanda uluslararası hukukta korunma talebine dayanak oluşturabilecek bir insan hakkıdır.


Temel terimler.jpg
Temel Terimler

Mülteci · Göçmen · Sığınmacı · Vatansız Kişi · İklim Mültecileri · Ülkesinde Yerinden Edilmiş Kişiler · İnsan Ticareti · İnsan Kaçakçılığı · Geçici koruma · Uydu Kent · Kabul Merkezi · Coğrafi Sınırlama · Geri Göndermeme İlkesi · Diğer terimler için tıklayınız...