AB Komisyonu 2013 Türkiye İlerleme Raporu

madde14 sitesinden
Şuraya atla: kullan, ara

Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Parlamentosu'na ve Konsey'e sunulan "Türkiye 2013 Yılı İlerleme Raporu"nda göç ve iltica alanını içine alan Adalet, Özgürlük ve Güvenlik başlıklı 24. fasılın iltica ve göç ile ilgili bölümlerinin Türkçe tercümesini aşağıda bulabilirsiniz.

Raporun Türkçe tam metnine ulaşmak için tıklayınız.





4.24. Fasıl 24: Adalet, Özgürlük ve Güvenlik


Göç konusunda, istişari süreci müteakip, Nisan 2013’te Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun kabul edilmesiyle kayda değer bir ilerleme sağlanmıştır. Yeni Kanun, Türkiye’nin AB standartları ve uluslararası standartlara uyumunun sağlanması amacıyla, göçmenlerin hukuki durumuna ilişkin kapsamlı bir yasal ve kurumsal çerçeve getirmiş, düzensiz göçmenlerin gözetim altında tutulması ve sınır dışı edilmesinin yanı sıra çocuklar gibi korunmaya muhtaç göçmen gruplarının korunması kapsamında gözetilecek usulleri ve güvenceleri düzenlemiştir. Yabancılar ile ilgilenmek üzere sivil bir kurum olan Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün kurulması, bu alanda şimdiye kadar takip edilen güvenlik odaklı yaklaşımın değiştiğine işaret etmektedir. Halihazırda, bu Kanunun bütün hükümlerinin etkili bir biçimde yürürlüğe konulmasına imkân verecek uygulamaya yönelik mevzuatın kabul edilmesi öncelik taşımaktadır.

Türkiye, göç için önemli bir geçiş ülkesi ve hedef ülke olma konumunu sürdürmektedir. 2012 yılında, başvuran 232.158 kişiye Türkiye’de oturma izni verilmiştir. 2 Ağustos 2013 tarihi itibarıyla 193.957 oturma izni çıkarılmıştır. Türk makamları tarafından yakalanan düzensiz göçmen sayısı 2012’de 47.510’a ulaşarak, 2011 yılı rakamlarına göre %7’lik bir artış göstermiştir ve 1 Ocak ile 2 Ağustos 2013 tarihleri arasında yakalananların sayısı 21.332’dir. Türk makamları tarafından sınır dışı edilenlerin sayısı 2012 yılında 21.059 ve 1 Ocak - 2 Ağustos 2013 tarihleri arasında 16.060 olarak gerçekleşmiştir.

AB’ye üye ülkelerin kolluk birimleri tarafından, doğrudan Türkiye’den geçiş yaparak yasadışı yollarla AB’ye girmeye çalışırken yakalanan üçüncü ülke vatandaşlarının sayısı 2012 yılında 37.531’dir, bu rakam bir önceki yıl ile kıyaslandığında %33’lük bir düşüş göstermiştir. Düşüş trendi 2013 yılında da devam etmiştir; 2013 yılının ilk yarısında Türkiye’den geçiş yaparak yasadışı yollarla AB’ye girmeye çalışırken yakalanan üçüncü ülke vatandaşlarının sayısı 7032’dir. Doğrudan Türkiye’den geçiş yaparak AB dış sınırlarında yakalanan üçüncü ülke vatandaşlarının büyük bir kısmının daha önceden Türkiye’ye yasal yollardan giriş yapmış oldukları saptanmıştır. Çoğu durumda, göçmenler son yıllarda düzensiz göçün potansiyel kaynağı olan pek çok ülkeyle doğrudan bağlantısı olan İstanbul Havaalanına iniş yapmakta ve Türkiye’deki katı olmayan vize prosedürleri sayesinde, Türkiye’ye kolaylıkla kabul edilmektedirler.

2011 yılı ile kıyaslandığında (2176), Türkiye’nin düzensiz göçmenlerin barındırılmasına yönelik kapasitesi 2012 yılında düşmüştür (1941). Erzurum, Edirne, Aydın, Bitlis ve Van’da geri gönderme merkezlerinin inşası henüz tamamlanmamıştır. Bu merkezlerde kalan düzensiz göçmenlerin faydalanabileceği şekilde yapılandırılmış psiko-sosyal hizmetler hâlâ mevcut değildir. Bu merkezlerin kurulması, idaresi ve denetimini de içeren Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun uygulanmasına yönelik ilgili mevzuatın kabul edilmesi öncelik taşımaktadır. Mahkemelerin, göçe ilişkin davaların ele alınmasına yönelik kapasitelerini ve baroların göçmenlere adli yardım sağlamasına ilişkin kapasitelerini güçlendirmeleri gerekmektedir.

Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması hâlâ imzalanmamıştır. Bu anlaşmanın hızlı bir şekilde akdedilmesi ve etkili bir şekilde uygulanması büyük önem taşımaktadır. Mevcut ikili geri kabul anlaşmalarının etkili bir şekilde uygulanmasının sağlanması gerekmektedir. Türkiye, Sırbistan ile ikili geri kabul anlaşması yapılmasına ilişkin olarak yürüttüğü görüşmeleri tamamlamıştır. Yemen, Belarus ve Karadağ ile ikili anlaşmalar imzalanmıştır. Pakistan ve Belarus ile yapılan anlaşmalar hâlâ onaylanmamıştır.

İltica konusuna ilişkin olarak, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan tüm kişiler için geri göndermeme ilkesine saygı ve mülteci statüsü belirleme işlemlerine erişim de dâhil olmak üzere, kayda değer güvenceler getirilmiştir. Ancak, Türkiye’nin Mültecilerin Hukuki Statüsüne ilişkin 1951 Cenevre Sözleşmesi’ni, coğrafi sınırlama kuralı çerçevesinde uygulaması nedeniyle söz konusu Kanun’un Avrupa’dan gelen ve Avrupa ülkeleri dışından gelen mültecilere ilişkin hükümleri, farklılık göstermektedir. Yeni sistemin, özellikle mülteci hakları konusunda uygulamaya ilişkin mevzuat ile daha fazla geliştirilmesi gerekmektedir. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, iltica ve göç yönetimine ilişkin sorumluluğu kademeli olarak Emniyet Genel Müdürlüğünden devralacaktır.

Türk makamları, Suriye mülteci krizi ile başa çıkabilmek için kayda değer çaba sarf etmiştir. Resmi verilere göre 15 çadır kent, beş konteyner kampta ve bir geçici kabul merkezinde kalan Suriyelilerin sayısı 200.000’i aşmıştır. Yetkililer 200.000 ila 400.000 Suriyelinin kampların dışında yaşadığını bildirmiştir. Söz konusu Suriyeliler, Gaziantep ve Kilis’te bulunan koordinasyon merkezlerine kayıtlıdır. Kaydı yapılan Suriyelilere bir yıl geçerlilik süresi olan bir kimlik kartı verilerek tıbbi ve diğer maddi yardımlara erişim imkânı sağlanmaktadır. Suriyeli mültecilerin hepsi açık kapı politikası, koruma ve geri göndermemeyi içeren geçici koruma rejiminden faydalanmaktadır. Ancak, bu bölgedeki durum hâlâ kritiktir. Malatya, Mersin ve Şanlıurfa’da ilave kampların kurulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Kamp dışında kalan mültecilerin durumlarına önem verilmesi gerekmektedir.

Suriye krizi, Suriyeli olmayan sığınmacıların sığınma taleplerinin sayısındaki yüksek artış ile kesişmiştir: 2012 yılında yapılan 14.051 başvuru ile karşılaştırıldığında, 2013’ün sadece ilk yarısında yapılan başvuru sayısı 14.758’dir. Sığınma başvurularının incelenme süreci uzun sürmekte olup, bu sürecin kolaylaştırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Kayıtlı mültecileri kabul etmeye gönüllü yerleştirme ülkeleri bulmak giderek zorlaşmaktadır.

Türkiye, mevzuatını ve uygulamalarını AB vize politikasıyla uyumlu hale getirmemiştir ve AB’ye üye ülke vatandaşlarına vize uygulama ya da uygulamama konusunda AB’ye üye ülkeler arasında ayrım yapmaktadır. Türkiye, umuma mahsus Slovakya pasaportu taşıyan turistlere tek taraflı vize muafiyeti tanımıştır. Brunei, Belarus, Kolombiya ve Makedonya ile yapılan ve tüm pasaport tipleri için geçerli olan vize muafiyeti anlaşmaları yürürlüğe konulmuştur. Raporlama döneminde, Moldova ve Yemen ile imzalanmış olan benzer anlaşmalar henüz yürürlüğe konulmamıştır. Nisan 2013’te vize sisteminde yapılan değişiklikler sonucunda bazı ülke vatandaşları Türkiye’ye giriş yapmak ve burada kalmak için çevrimiçi elektronik bir sistemle izin alabilmektedir. Böyle bir sistem, Schengen alanına dâhil ülkelerde yoktur.

Dış Sınırlar ve Schengen alanında, Türkiye uzman ve profesyonel bir sınır güvenliği birimi kuracak ve entegre sınır yönetimi araçlarını düzenleyecek Sınır Güvenliği Kanunu’nu henüz kabul etmemiştir. Türkiye, komşu ülkelerle sınırda yaptığı işbirliğini artırmıştır. Bulgaristan ile koordineli sınır gözetimi protokolüne ilişkin görüşmeler devam etmiş ve Bulgaristan ve Yunanistan ile kolluk işbirliğine yönelik üçlü ortak temas merkezlerine ilişkin protokol akdedilmiştir. Ekim 2012’de, Gürcistan ile sınır geçişlerinin kolaylaştırılması amacıyla kara sınırı geçiş noktalarının müşterek kullanımına ilişkin bir anlaşma imzalanmıştır. Veri alışverişi, Frontex ve Türkiye arasında imzalanan 2012 mutabakat zaptı çerçevesinde Ağustos 2013’te başlamıştır.

2013 başı itibarıyla 65 yeni sınır karakolu oluşturulmuş, 150 gözetim kulesi yenilenmiş ve sınır devriyesi için 1150 kilometrelik yol yapılmıştır. Adalet Bakanlığının Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ile daha etkili sınır kontrolü yapılmasına olanak sağlanmıştır. Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğüne 790 yeni personel alınmıştır. Sağlık Bakanlığı, liman ve hava meydanlarına yönelik olarak, risk analizine dayalı bir halk sağlığı Acil Durum Ulusal Eylem Planını ve bu Planın uygulanmasına yönelik bir eğitim programını kabul etmiştir. İçişleri Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığının kaçakçılıkla mücadelede daha etkin bir işbirliği yapmaları gerekmektedir. Sınır yönetimi alanında somut ilerleme kaydedilebilmesi bakımından Entegre Sınır Yönetimi Koordinasyon Kurulunun rolünün güçlendirilmesi çok önemlidir

Cezai ve hukuki konularda adli işbirliği konusunda, Türkiye hukuki ve cezai konularda adli yardıma ilişkin uluslararası kural ve düzenlemelerin tek bir kanunda konsolide edilmesi amacıyla karşılıklı adli yardım kanununun çıkarılması için bir çalışma başlatmıştır. Belçika, Hırvatistan, Gürcistan, İran, Sırbistan ve Tacikistan ile karşılıklı adli işbirliğinin artırılmasına ilişkin protokoller imzalanmıştır. Türkiye hukuki konularda adli işbirliğine ilişkin 2.107 talep almış ve 8.942 talepte bulunmuştur. Cezai konularda adli işbirliğine ilişkin olarak, AB kurumları dâhil olmak üzere, birçok AB ülkesindeki Türk misyonlarına ve uluslararası kuruluşlara adalet müşavirleri atanmıştır. İrtibat noktalarının karşılıklı olarak belirlenmesine ilişkin yeni bir uygulama kapsamında 15 hâkim atanmıştır. Türkiye 168, AB’ye üye ülkeler ise 7 suçlu iadesi talebinde bulunmuştur. Türkiye’ye yalnızca 17 suçlu iade edilmiştir. Türkiye cezai konulara ilişkin 792 karşılıklı adli yardım talebi almış ve 4.974 talepte bulunmuştur. 14 kişi Türkiye’ye, 3 kişi AB’ye üye ülkelere iade edilmiştir. Türkiye, 1996 tarihli Çocuk Koruma Sözleşmesini henüz imzalamamış ve onaylamamıştır. Sonuç olarak, AB ile adli işbirliği sınırlı düzeyde kalmıştır.

Türkiye polis işbirliği ve örgütlü suçlarla mücadele konularında başlıca uluslararası sözleşmelere taraftır, ancak kişisel verilerin korunmasına ilişkin mevzuatın olmaması uluslararası düzeyde polis işbirliğini kısıtlamakta ve Europol ile operasyonel işbirliği anlaşması akdedilememektedir. Europol ve Türkiye, gizlilik ve bilgi güvenliği konularında bir mutabakat zaptı hazırlamaktadır. Europol’e (Lahey) bir polis irtibat görevlisi atanmasının ikili işbirliğini geliştirebileceği değerlendirilmektedir. Kurumlar arası işbirliğinin güçlendirilmesi gerekmektedir.

Türkiye, 2010-2015 Organize Suçlarla Mücadele Ulusal Stratejisi’nin uygulanmasına yönelik yeni bir Organize Suçlarla Mücadele Eylem Planı’nı (2013-2015) kabul etmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü yerel düzeydeki varlığını 74 ile çıkaracak şekilde ilave bir tanık koruma birimi kurmuştur. Türkiye, Avrupa Konseyi Siber Suçlar Sözleşmesi’ni imzalamış ancak henüz onaylamamıştır. Ekim 2012’de kurulan Siber Güvenlik Kurulu, Haziran ayında kabul edilen Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi’ni ve Eylem Planı’nı hazırlamıştır (ayrıca Bkz. Fasıl 10-Bilgi toplumu ve medya). Adli tıp alanında, Türkiye’nin ulusal DNA ve parmak izi veri tabanı oluşturması gerekmektedir. Sonuç olarak, veri toplama ve analiz kapasitesinin iyileştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

İnsan ticareti konusunda, Emniyet Genel Müdürlüğü az sayıda insan ticareti mağduru tespit etmiş ve az sayıda insan taciri hakkında kovuşturma yapmıştır. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile insan ticareti mağdurlarına veya insan ticareti mağduru olması yönünde kuvvetli şüphe bulunanlara ikamet izni verilmesi öngörülmektedir. Kanun ile ayrıca, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesinde İnsan Ticareti Mağdurlarını Koruma Dairesi Başkanlığının kurulması öngörülmektedir. Ancak, AB müktesebatı ile uyumlu insan ticareti ile mücadele konusundaki çerçeve kanun henüz onaylanmamıştır. İnsan ticaretine ilişkin kapsamlı, multi- disipliner ve mağdur odaklı bir yaklaşımın geliştirilmesi ve mağdur tespitinin iyileştirilmesi gerekmektedir. İnsan ticareti mağdurlarının yardım, destek ve korumaya engelsiz erişimlerinin sağlanması gerekmektedir. Sivil toplumla işbirliği ve mağdurların geri dönüş sonrası topluma yeniden entegrasyonu hayati önem taşımaktadır. Korumanın artırılması ve insan ticaretine olan talebin etkili bir biçimde kontrol altına alınması için çaba sarf edilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi’nin onaylanması gerekmektedir. Suriye krizinin bir sonucu olarak, insan ticaretinde artış yaşanabileceğine ilişkin endişeler büyümektedir.

Terörle mücadele ile ilgili olarak, Türkiye, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından belirlenen bazı eksiklikleri ele alan Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun’u onaylamıştır (Bkz. Fasıl 4-Sermayenin serbest dolaşımı). Türkiye Terörizmin Finansmanı ve Suçtan Elde Edilen Gelirlerin Aklanması, Aranması, El Konması ve Müsaderesi Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni henüz onaylamamıştır. Türkiye’nin, terörle mücadele konusunda AB ile olan aktif diyaloğu yoğunlaştırılmıştır. Ancak, kişisel verilerin korunmasına ilişkin bir kanunun bulunmaması ve Türkiye ile AB ve AB’ye üye ülkeler terörizmin tanımını ve yaptırımlarını belirleyen normlar arasında farklılık olduğu dikkate alındığında, bu konuda AB’ye üye ülkeler ve AB kurumları ile olan polis ve adli işbirliği sınırlıdır.

Uyuşturucu alanında işbirliği konusunda, Bağımlılık Yapıcı Maddeler ve Bağımlılıkla Mücadelede Ulusal Politika ve Strateji Belgesi (2006-2012) uygulanarak, İkinci Ulusal Eylem Planının (2010-2012) nihai değerlendirmesi Şubat 2013’te gerçekleştirilmiştir. Güncellenmiş 2013-2018 Ulusal Strateji Belgesi ve 2013-2015 Eylem Planı kabul edilmiştir. Türk kolluk kuvvetlerinin başarılı operasyonları sonucunda 152.086 kg kenevir, 476 kg kokain, 13.301 kg eroin ve 2.961.553 ekstazi tableti ele geçirilmiştir. Almanya, Makedonya, İsveç, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler ile altı kontrollü teslimat operasyonu gerçekleştirilmiş, bu operasyonlar sonucunda eroin ve kokain ele geçirilmiştir. Bu Kanun, Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun kapsamına 34 yeni psikoaktif madde dâhil edilerek 94 psikoaktif maddeyi kapsar hale getirilmiştir. Gümrük idaresinin sınırlarda uyuşturucu tespiti ve ele geçirilmesi konusundaki çabalarının devamına ihtiyaç duyulmaktadır.

Türkiye’nin Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezine (EMCDDA) katılımına ilişkin anlaşma onaylanmıştır, ancak, hala AB’ye resmi olarak bildirilmesi gerekmektedir. Türkiye bu merkeze her yıl raporlama yapmakta ve Reitox odak noktası başkanları toplantılarına gözlemci olarak katılmaktadır. Reitox Ulusal Odak Noktasının (TUBİM) statüsü ve insan kaynakları güçlendirilmelidir. Tedavi merkezi sayısı 25’e çıkmıştır ancak mevcut kapasite hala yeterli değildir. Uyuşturucu ile mücadele konusunda, koşulları daha iyi olan tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin kurulmasını kapsayan daha dengeli bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır. Veri toplama ve analiz kapasitesinin geliştirilmesi gerekmektedir.

Gümrük işbirliği konusunda, bkz. Fasıl 29-Gümrük Birliği. Avronun sahteciliğe karşı korunmasına yönelik tedbirler için, bkz. Fasıl 32-Mali Kontrol.

Sonuç

Adalet, özgürlük ve güvenlik alanında iyi düzeyde ilerleme kaydedilmiştir. Bölgedeki durum hâlâ kritik olmasına rağmen, Türkiye Suriyeli sğınmacı akını ile mücadelede önemli çabalar sarf etmiştir. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, göç ve iltica konusunda tutarlı bir yasal çerçeve sağlamaktadır. Bu Kanun, uygulamaya yönelik mevzuatın gecikmeksizin kabul edilmesi şartıyla önemli bir ilerlemenin göstergesidir. Bu olumlu gelişmelerin aksine, Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşmasının akdedilmesi ve mevcut geri kabul yükümlülüklerinin tam olarak uygulanması hayati önem taşımaya devam etmektedir. Vize politikası konusunda ilerleme kaydedilmemiştir. Sınırdan sorumlu makamlar arasında daha iyi bir koordinasyon sağlanmasına ve entegre bir yönetim yapısına ihtiyaç vardır. Örgütlü suçlarla mücadele konusunda uluslararası polis ve adli işbirliğini daha fazla ilerletmek için kişisel verilerin korunmasına yönelik bir kanuna ihtiyaç duyulmaktadır. Terörle mücadelede işbirliği konusunda da terörizmin tanımı ve yaptırımlar bakımından Türk mevzuatının AB mevzuatı ile uyumlaştırılması gerekmektedir. İnsan ticareti suçunun kovuşturulması ile önlenmesi ve mağdur tespiti ile mağdurların korunmasına ilişkin çabaların artırılması gerekmektedir. Sonuç olarak, adalet ve içişleri konularındaki uyum erken aşamadadır.



Raporlar.jpg
Raporlar

Konuya Göre: Türkiye · Suriye · Yunanistan · Avrupa · Ortadoğu · Afrika · Asya · LGBTQ+ · İklim Mültecileri
Yıllara Göre: 1989 · 1999 · 2000 · 2001 · 2002 · 2003 · 2004· 2005 · 2006 · 2007 · 2008 · 2009 · 2010 · 2011 · 2012 · 2013 · 2014 · 2015 · 2016 · 2017 · 2018 · 2019 · 2020 · 2021 · 2022 · 2023