UAÖ - Avrupa’nın Bekçisi

madde14 sitesinden
Şuraya atla: kullan, ara

Uluslararası Af Örgütü tarafından Aralık 2015'te yayınlanan Avrupa’nın Bekçisi: Türkiye’deki Mültecilerin Hukuka Aykırı Olarak Alıkonulmaları ve Sınırdışı Edilmeleri başlıklı raporun giriş bölümünü aşağıda bulabilirsiniz.


Raporun Türkçe tam metnini pdf formatında indirmek için tıklayınız.


GİRİŞ

2 Eylül 2015 tarihinde üç yaşındaki Alan Kurdi’nin Türkiye sahilindeki cansız bedenini gösteren fotoğraflar dünyayı şok etti. Alan Kurdi ailesinin Yunanistan’ın Kos (İstanköy) adasına geçmeye çalışırken bindiği teknenin batması neticesinde hayatını kaybeden Suriyeli bir mülteciydi. Ocak ayından beri, yüzbinlerce mülteci, sığınmacı ve göçmen aynı yolculuğu gerçekleştirerek Yunanistan’a varıyor ve bu yolculuk sırasında 627 kişinin hayatını kaybettiği biliniyor.[1]

AB’nin Türkiye’ye düzensiz geçişleri durdurması için yaptığı siyasi baskı 2015 yılının ortaları ile sonları arasındaki dönemde arttı ve müzakereler AB ve Türkiye arasındaki kara ve deniz sınırlarındaki düzensiz göçle mücadele edilmesine yönelik bir anlaşmanın hazırlanmasına doğru evirildi.

Aynı süre zarfında Türkiye’de Irak ve Suriye gibi ülkelerdeki savaş ve zulümden kaçan mülteci ve sığınmacıların yaşamlarını olumsuz etkileyen ve daha az bilinen bir insan hakları krizi baş göstermeye başlamıştı. Bu rapor Türkiye’nin AB ile olan kara ya da deniz sınırlarında yakalanan, uzun süreler alıkonulan, dış dünya ile irtibat kurmalarına izin verilmeyen ve bazı vakalarda da Türkiye hukuku ve uluslararası hukukun ihlalini teşkil edecek şekilde ülkelerine zorla geri gönderilen yüzlerce mülteci ve sığınmacının içlerinde bulunduğu zorlu durumu belgeliyor.

Türkiye’nin mülteci politikasındaki bu gözle görülür değişim yeni bir gelişme. Zira bu yılın Eylül ayına kadar Türkiye’deki mültecilerin karşı karşıya kaldıkları temel insan hakları meseleleri arasında hukuka aykırı alıkonma ve sınırdışı uygulamaları yer almıyordu. Türkiye[2], Suriye’den gelen 2,2 milyonun üzerinde kayıtlı geçici koruma altındaki mülteci[3] ve diğer ülkelerden gelen yaklaşık 230,000 sığınmacı ve mülteci[4] ile dünyada en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapan ülke konumunda. Uluslararası Af Örgütü Kasım 2014 tarihinde Türkiyeli yetkililerinin tahsis ettiği kayda değer kaynağa ve olumlu politika uygulamalarına rağmen, yüz binlerce Suriyeli mültecinin konut, eğitim ve sağlık hizmetlerine yeterli erişimleri olmaksızın yokluk içinde olduklarını ya da ciddi bir yokluğa düşme riski altında bulunduklarını rapor etmişti.[5] 2015 yılı içindeki yeni uygulamalar özellikle de eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimin artmasını sağladıysa da ihtiyaçlar arttı. Suriyeli mültecilere destek sağlayan sivil toplum örgütleri de hizmetlerinden yararlanmak isteyen kişilerin sayısında net bir artış olduğunu ifade ediyor. Çalışma izni verilmesine yönelik yasal düzenlemelerin pratikte ya hiç uygulanmadığı ya da oldukça yetersiz bir şekilde uygulandığı, Suriyeli mültecilerin yüzde 90’nın hükümetin kurduğu kampların dışında yaşadığı ve geçimlerini sağlayamadıkları bir ortamda durum çok sayıda insan için vahim olmaya devam ediyor. Türkiye’deki diğer mülteci ve sığınmacılar da benzer ekonomik güçlükleri yaşıyorlar ve 2014 yılında yürürlüğe giren Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu pratikte nadiren uygulanıyor. Sonuç olarak gerçekte çok az sayıda iltica başvurusu değerlendiriliyor.

Türkiye’deki çok sayıda mülteci ve sığınmacının içinde bulunduğu bu vahim koşullar hiç şüphe yok ki bu kişilerin AB’ye doğru düzensiz olarak yönelmelerine katkıda bulunuyor. Türkiye’de hayata tutunamayan mülteci ve sığınmacılarla, Afrika ve Orta Doğu’dan gelip Türkiye’den transit olarak geçen kişiler giderek artan bir şekilde AB’ye düzensiz olarak yöneliyorlar.[6]

1 Ocak 2015 ve 10 Aralık 2015 tarihleri arasında 792,000’den fazla kişi Yunanistan’a deniz yoluyla düzensiz bir şekilde vardı.[7] Bu sayı 2014 yılının ilk on ayında-yani aynı dönemde- gerçekleşen sayı ile kıyaslandığında yüzde 1300’lük bir artışa tekabül ediyor. Denizdeki koşulların tehlikeli olduğu Ekim ayı içinde bile 150,000’den fazla insan Türkiye’den Yunanistan’a geçiş yaptı. Bu sayı Ekim 2014’te 8,500 olarak gerçekleşmişti. Varışların büyük çoğunluğu ise Suriyeli mültecilerden oluşuyordu.[8]

Bu bağlamda, AB ve Türkiye arasında, 15 Ekim tarihli Ortak Eylem Planı[9] temelinde hazırlanan ve 29 Kasım 2015’teki özel bir toplantıda imzalanan göç anlaşması endişe verici tehlikelerle dolu.[10]
Uluslararası Af Örgütü’ne AB tarafından taahhüt edilen 3 milyar Avronun büyük bir bölümünün, Ortak Eylem Planı’nda da yer verildiği üzere, Türkiye’deki mültecilerin insani koşullarının iyileştirilmesinde kullanılacağı ifade edildi.[11] Bu durum neredeyse tamamı Türkiye’de ve Suriye’ye komşu ülkelerde barınan Suriyeli mültecilere yönelik AB’nin mali sorumluluğunun oldukça gecikmiş ve fazlasıyla ihtiyaç duyulan bir onayı. Ancak öte yandan, söz konusu anlaşma uluslararası koruma ihtiyacı olan kişilere AB topraklarında sığınma başvurusunda bulunmaları için herhangi bir inanılırlığa sahip güvenli ve yasal yollar önermiyor. Oysa düzensiz göçün esas kaynaklarından biri de bu yolların bulunmaması. Türkiye ve AB üye devletleri arasında sınırın gözetilmesi ve düzensiz geçişlerin engellenmesine yönelik önerilen bu işbirliği daha fazla sayıda insanın daha uzun ve aynı zamanda daha tehlikeli deniz güzergâhlarını kullanarak yaşamlarını riske atmak durumunda kalmalarına yol açacak. Dolayısıyla göç anlaşması bu yönüyle Türkiye’den Bulgaristan ve Yunanistan’a uzanan kara güzergâhlarının fiili olarak kapanmasına neden olan başarısız AB politikasının bir devamı niteliğinde.

Bu rapor göç anlaşmasının yapılması ile anlaşmanın imzalanmasını takip eden süre zarfında AB’ye düzensiz olarak geçmeye teşebbüs eden mülteci ve sığınmacıların hukuka aykırı bir biçimde alıkonulmalarını ve sınır dışı edilmelerini inceliyor. Rapor ayrıca söz konusu hukuka aykırı uygulamalara son verilmesi, yaşanan ihlallerin soruşturulması, mağdurlara kapsamlı tazmin sağlanması ve göç anlaşmasının uygulanması ile uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına uyumunu bağımsız olarak izleyecek bir mekanizmanın oluşturulması da dâhil olmak üzere AB ve Türkiye’ye yönelik bir dizi tavsiyelerde de bulunuyor.

  1. Uluslararası Göç Örgütü, “Akdeniz Bilgi Notu- Göç Akımları: Avrupa: Varışlar ve Ölümler” 2 Aralık 2015, http://missingmigrants.iom.int/sites/default/files/Mediterranean_Update_2_December.pdf, s. 1.
  2. BBMYK, Mülteciler Hakkında Gerçekler ve Rakamlar, 2014, http://www.unhcr.org.uk/about-us/key- facts-and-figures.html
  3. BMMYK, Suriye Bölgesel Müdahale Planı: Türkiye, http://data.unhcr.org/syrianrefugees/country.php?id=224
  4. Avrupa Komisyonu, Türkiye 2015 Yılı İlerleme Raporu, Kasım 2015, http://ec.europa.eu/enlargement/pdf/key_documents/2015/20151110_report_turkey.pdf, s. 71
  5. Uluslararası Af Örgütü, Hayatta Kalma Mücadelesi: Türkiye’deki Suriye’den Gelen Mülteciler, 20 Kasım 2014, EUR 44/017/2014, https://www.amnesty.org/en/documents/EUR44/017/2014/en/.
  6. BMMYK 2014 yılında Türkiye’den aralarında 284 Suriyelinin de bulunduğu 8944 mülteciyi yeniden yerleştirdi. 2013 yılında yerleştirilen Suriyeli mülteci sayısı 22’ydi. Bkz: BMMYK, Küresel Düzeydeki Tahmini Yeniden Yerleştirme İhtiyacı: 2016, Temmuz 2015, http://www.unhcr.org/558019729.html, s. 54.
  7. BMMYK, “Yunanistan Özet Verileri,” 11 Aralık 2015, http://data.unhcr.org/mediterranean/download.php?id=262.
  8. Frontex, “Yunanistan adalarına 2015 yılının ilk on ayında 540,000 göçmen varış yaptı,” 10 Kasım 2015, http://frontex.europa.eu/news/540-000-migrants-arrived-on-greek-islands-in-the-first-10-months- of-2015-4uH4FJ
  9. Avrupa Komisyonu, AB-Türkiye Ortak Eylem Planı, 15 Ekim 2015, http://europa.eu/rapid/press-release_MEMO-15-5860_en.htm
  10. Uluslararası Af Örgütü, Korku ve Tel Örgüler: Avrupa’nın Mültecileri Dışarıda Tutma Yaklaşımı, 17 Kasım 2015, EUR 03/2544/2015, https://www.amnesty.org/en/documents/eur03/2544/2015/en/, s. 53-54.
  11. Ankara’da AB Türkiye Delegasyonu ile gerçekleştirilen mülakat, 4 Aralık 2015.




Raporlar.jpg
Raporlar

Konuya Göre: Türkiye · Suriye · Yunanistan · Avrupa · Ortadoğu · Afrika · Asya · LGBTQ+ · İklim Mültecileri
Yıllara Göre: 1989 · 1999 · 2000 · 2001 · 2002 · 2003 · 2004· 2005 · 2006 · 2007 · 2008 · 2009 · 2010 · 2011 · 2012 · 2013 · 2014 · 2015 · 2016 · 2017 · 2018 · 2019 · 2020 · 2021 · 2022 · 2023