2010 yılı TBMM Genel Kurul Tutanakları

madde14 sitesinden
Şuraya atla: kullan, ara

TBMM Genel Kurul Tutanakları

2008 yılı TBMM Genel Kurul Tutanakları · 2009 yılı TBMM Genel Kurul Tutanakları · 2010 yılı TBMM Genel Kurul Tutanakları


23. Dönem 4. Yasama Yılı 45. Birleşim 07/Ocak /2010 Perşembe


Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına


Kara ve Deniz hudutlarımızın korunmasında ciddi sorunlar olduğu ve bu konudaki zafiyetlerin başta terör olmak üzere bir dizi yasa dışı faaliyetin ana nedeni olduğu bilinmektedir.


Kara ve Deniz Hudutlarımızın güvenlik ve kontrolünde mevcut sorunların ve alınabilecek tedbirlerin ortaya çıkartılması amacıyla, Anayasanın 98, TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105 inci Maddeleri gereğince Meclis Araştırması yapılmasını arz ederiz.


1) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Oktay Vural (İzmir)
4) Hasan Özdemir (Gaziantep)
5) Behiç Çelik (Mersin)
6) Mustafa Enöz (Manisa)
7) Recep Taner (Aydın)
8) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
9) Osman Ertuğrul (Aksaray)
10) Beytullah Asil (Eskişehir)
11) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
12) Hakan Coşkun (Osmaniye)
13) Akif Akkuş (Mersin)
14) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
15) İzzettin Yılmaz (Hatay)
16) Rıdvan Yalçın (Ordu)
17) Muharrem Varlı (Adana)
18) Metin Ergun (Muğla)
19) D. Ali Torlak (İstanbul)
20) Cumali Durmuş (Kocaeli)


Gerekçe:


Kara ve Deniz Hudutlarımızın güvenlik ve kontrolünün sağlanması ile yasadışı faaliyetlerin önlenmesi konusunda ciddi zafiyet alanları mevcuttur.


Devlet Egemenliğinin sınırlarda başladığı bilindiğine göre, başta terör geçişleri olmak üzere, insan kaçakçılığı, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi yasadışı faaliyetlerin ekonomik ve asayiş bir yana egemenliğe yönelik ciddi bir tehdit olduğu da malumdur. Ayrıca bu konuda ortaya çıkan zafiyetin, iç güvenlik yanında, dış güvenliği de etkilediği ve ülkemizi uluslararası alanda suçlamalara maruz bıraktığı bir gerçektir.


Ülkemize ve ülkemiz üzerinden yapılan uyuşturucu ve silah kaçakçılığı milyar dolarlarla ifade edilirken, başta bölücü terör olmak üzere terörün de en önemli finans kaynaklarından birisi hâline gelmiştir.


Diğer yandan göçmen kaçakçılığında genelde transit (geçiş) ülkesi olarak görülen ülkemiz, insan kaçakçılığında ise hedef ülke konumundadır. Bu konu da terörün önemli bir finans kaynağı olmakta, kişi başına 5.000 dolara uzanan ve toplamı yine milyar dolarlarla ifade edilen bir boyuta ulaşmaktadır.


Resmî verilerle, 2007 yılında yakalanan kaçak göçmen sayısı 64.290, 2008 yılı ilk on bir ayı itibarıyla yakalanan ise 62.459'dur. Son on yılda yakalanan toplam miktar 750.000'i geçmiş olup, bu geçişlerde yakalama oranının ne olduğu ise ayrı bir araştırma konusudur.
Diğer yandan ülkemizde kalan kaçak göçmenler, insanımızın iş ve aşına ortak olmakta, birçok asayiş olayının da faillerini teşkil etmektedir.
Hudut ve sahillerin kontrolü; güvenlik itibariyle İçişleri Bakanlığını, yasak bölgeler kanunu ve K.K.K.lığınca korunan sınırlar itibarıyla Milli Savunma Bakanlığını, komşu ülkelerle ilişkiler ve uluslararası alanda yarattığı sorunlar itibarıyla ise Dışişleri Bakanlığını ilgilendirmektedir.
Bu konuda gerek mevzuat, gerekse uygulamalar itibarıyla Bakanlıklar ve kuruluşlar arasında yeterli bir işbirliği ve koordinasyonun sağlandığını söylemek de zordur.


Kara Hudutlarımız 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu ile buna uygun yönetmelik ve talimatlarla büyük ölçüde Kara Kuvvetleri Komutanlığı birliklerince, Irak ve İran sınırının bir bölümünde ise Jandarma Genel Komutanlığı birliklerince korunmaktadır.
Kara hudutlarımızda 80'li yıllarda başlatılan, SFGS (Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi) projesiyle iptidai bazı çalışmalar yapılmıştır. En hassas bölge olan Irak sınırında başlatılan daha modern ve kapsamlı bir proje ise, Hezil Çayı-Düğün Dağı arasındaki 30 km'yi bulmayan bölümle sınırlı kalmıştır.


3 Ekim 2008 Aktütün Karakolu olayından sonra TOKİ ile yapılan protokol çerçevesinde sadece 54 karakol ve 2 Hudut taburunu kapsayan inşaat faaliyetleri ise şu ana kadar inşaatı devam eden 11 karakoldan ileriye gidememiştir.


2692 Sayılı Kanunla kurulan Sahil Güvenlik Komutanlığının ise yasal görevlerini yerine getirmede ciddi sıkıntıları olduğu bir gerçektir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle Kara ve Deniz hudutlarımızın güvenlik ve kontrolünün en iyi derecede sağlanarak, hudut ve mücavir alanlardaki asayiş zafiyetine karşı tedbirler alınması için bir Meclis Araştırması yapılması çok önemli ve öncelikli bir konu olarak mütalaa edilmektedir.